6 yıl önce işlenen cinayetin şüphelisi Almanya’dan Türkiye’ye getirildi
İzmir’in Buca ilçesinde 12 Temmuz 2016 tarihinde Sibel Çelik’in (24) tecavüze uğradıktan sonra bıçaklanarak öldürüldüğü ve cesedi bazanın içerisinde yanmış halde bulunmuştu. Sibel Çelik’in ölümüyle alakalı kırmızı bültenle aranan şüpheli Halil Yılmaz, 6 yıllık sürecin ardından kaçtığı Almanya’dan Türkiye’ye getirildi. İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen Yılmaz, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Edinilen bilgiye göre olay, 12 Temmuz 2016 tarihinde İzmir’in Buca ilçesine bağlı Kuruçeşme Mahallesi 205/27 sokakta meydanageldi. Halil Yılmaz’a ait dairede yangın çıkmış ve yangına müdahale eden itfaiye ekipleri bir bazanın içerisinde yanmış bir kadın cesedi bulmuştu. Ekipler tarafından yapılan incelemeler sonucunda cesedin 24 yaşındaki Sibel Çelik’e ait olduğu belirlenmişti. Olay sonrası Halil Yılmaz’a ulaşamayan ekipler, ağabeyi Selman Yılmaz’ı olayın ertesi günü Diyarbakır’a giderken yakalamıştı. Ağabeyi Selman Yılmaz’ın sorgu sırasında çelişkili ifadeler vermesi sonucu tutuklanırken, savcılık tarafından hazırlanan iddianamede Sibel Çelik’in vücudunda 7 bıçak darbesiyile öldürüldüğü, ardından baza içerisine konularak ateşe verildiği yer almıştı. Ağabeyi Selman Yılmaz ve olayın diğer şüphelisi Hallil Yılmaz’ın ‘nitelikli kasten öldürme’, yakmak suretiyle mala zarar vermek’ ve ’kasten yangın çıkarma’ suçlarından dava açılmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 6 Aralık 2017’deki duruşmasında, ağabey Selman Yılmaz tahliye edilmiş ancak diğer cinayet şüphelisi Halil Yılmaz’ın tüm aramalara rağmen izine rastlanılamamıştı.
6 yıl sonra Almanya’dan Türkiye’ye getirildi
Mahkeme süreçlerinin sürdüğü sırada Adli Tıp Kurumu’ndan istenen raporda Sibel Çelik’in cinsel saldırıya uğradığı da raporlarda tespit edildi. Bunun ardından cinayet şüphelisi Halil Yılmaz’ı aramalara devam edilirken, zanlının Almanya’ya kaçtığı belirlendi. 21 Şubat 2018 tarihinde kırmızı bültenle hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Çıkarılan kırmızı bültene rağmen Alman makamların, Türkiye ile Almanya arasında bulunan suçlu iadesi anlaşmasına rağmen Halil Yılmaz’ı iade etmedi. Alman yetkililerin, Halil Yılmaz’ın ülkeye ilticacı olarak girdiğini ve can güvenliği olmadığı sebebiyle uzun bir zaman Türkiye’ye iade etmedi. 6 yılın ardından Halil Yılmaz’ın Almanya’da adli bir suça karışması sonucu Türkiye’ye iade edildi.
“Sibel’i karanlık dünyasından kurtarmak istiyordum”
Dün İstanbul’a getirilen Halil Yılmaz’ın SEGBİS aracılığıyla İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ifade verdi. İfadesinde Yılmaz, “Bir oto yıkamacı vardı, Nihat Gezici isimli biri işletiyordu, onunla tanıştım, oto yıkamada arabaların yıkanmasına ben de yardım ediyordum. Nihat Gezici’nin kesinleşmiş cezası vardı. O cezaevine girdi, belli bir arkadaşlığımız vardı, oto yıkamayı ben işletmeye karar verdim. Bundan dolayı kardeşim Selman’ı İzmir’e çağırdım. Sibel Çelik, Karşıyaka ilçesinde barlarda konsomatrislik yapıyordu. Ben Sibel’i oto yıkamanın civarlarında tanıdım, birbirimizle duygularımızı paylaştık, duygularımızı açtık. Aramızda duygusal bir bağ oluştu, Sibel’in geçmişe yönelik karanlık dünyası vardı, ben de karanlık dünyadan kurtarmak istiyordum. Birçok hastalığı bulunmaktaydı, onunla birlikte yaşamak istiyordum, ben de beraber olacaksak barlarda çalışmasına müsaade etmeyeceğimi kendisine söyledim. O da belirli bir süre daha çalışıp bırakacağını söyledi” diye belirtti.
“Ağabeyim olay günü evde değildi”
Halil Yılmaz, daha sonra Buca’da ev tuttuklarını ve evin Sibel’in iş yerine yakın olduğunu ifade ederek, “Nihat Gezici cezaevine düşünce ağabeyim Selman Yılmaz’ı aradım, bu oto yıkamayı almak istediğimi yardım edip edemeyeceğini sordum. Selman Yılmaz, İzmir’e olay gününden 8-9 gün önce geldi. Selman civarda iş yerini soruşturmuş ve bana iş yerinde daha önce uyuşturucu satıldığı için iş yerini almayacağını söyledi. Ben de iş yerinde uyuşturucu satmayacağımı söyledim ancak Selman yine de iş yerinin devri konusunda ikna olmadı ve bana memlekete dönmemiz konusunda telkinde bulundu. Ben Sibel ile hayat kuracağımı söyledim. Selman da ’Geleceğinize herhangi bir müdahalede bulunmuyorum’ dedi. Selman 1 haftaya yakın bende kaldı, olaydan 2 gün önce Ercan isimli arkadaşımın yanına kalmaya gitti, olaydan 1 gün önce onun yanında kaldı. Ağabeyim olay günü 20.30 gibi geldi. Kaldığımız evden eşyalarını alarak ayrıldı. Bu sırada Sibel ile ben evdeydim, ağabeyim eşyalarını toplayarak ’Burayı sana uygun görmüyorum’ dedi. O akşam Ercan isminde birinde kalacağını sonra memlekete gideceğini söyledi” diye konuştu.
“Tartışmadan sonra evden çıktım, döndüğümde evin yanmış olduğunu gördüm”
Ağabeyinin arkadaşına gittikten sonra Sibel Çelik ile evde yalnız kaldığını söyleyen Halil Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akşam 22.00-23.00’e kadar oturduk. Sibel’in geçmişe yönelik konsomatrislikten dolayı bazı arkadaşları vardı, ben de geçmişe yönelik arkadaşlıklarını sürdürmemesi gerektiğini söyledim. Bu arkadaşları ile irtibatı olmasın diye ben kendisine yeni cep telefonu almıştım ancak buna rağmen Sibel’in telefonuna saat 23.30-00.00 gibi mesajlar gelmeye başladı. Telefonun ışığı sürekli yanıp sönüyordu, ben de ’Sen bana söz verdin, geçmişini kapatacağını söyledin, seni hala arıyorlar’ dedim. Evde tartışmalar başladı. Tartışma üzerine saat gece 01.30-02.00 gibi Sibel’in telefonunu ve kendi telefonumu Sibel’in yatağına doğru attım, bir daha beni aramamasını söyledim ve moralim bozuk olduğu için kafamı dağıtmak amacıyla saat 02.00 gibi evden çıkıp Ballıkuyu’ya gittim. 2-3 tane bira içtim, orada güneşin doğuşunu izledim, sabah saat 10.00-11.00 gibi eve geldim, evin yanmış olduğunu gördüm. Evin nasıl yandığını bilmiyorum.”
Suçlamaları kabul etmedi
Sibel Çelik’in vücudunda 7 bıçak darbesinin bulunması sorusuna Halil Yılmaz şöyle cevap verdi: “Bilmiyorum. Sibel hasta olduğunda ben hep yanında bulunuyordum. Kendisine kesinlikle herhangi bir yaralayıcı darbede bulunmadım.”
Halil Yılmaz, ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.